Dilovası’nda, yedi işçinin can verdiği parfüm atölyesi faciasına ilişkin bilirkişi raporu açıklandı.
Bilirkişiler AK Partili Dilovası Belediyesi’ni tali kusurlu kabul ediyor.
Öyle bir gerekçe yazmışlar ki…
Belediye avukatları böyle candan savunma yapamazdı.
Rapora göre…
Belediye yıkım kararı almış ancak ‘ekonomik koşullar, bütçe kısıtları, pandemi, kaçak yapı stoğu ve yıkım ihalelerine ilişkin operasyonel güçlükler nedeniyle öngörülen hızda’ icra edilemiş.
Ellerinden gelse “Ne kusuru, kusur-musur yok” diyeceklermiş, cüret edememişler.
Ne ruhsat var ne iskan
Dilovası Belediyesi, gerçekten kusursuz mu?
Bu sorunun yanıtını belediyenin faciadan bir gün sonra, 9 Kasım’da, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda buluyoruz.
Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Öztürk’ün imzasını taşıyan yazıya göre Ravive Kozmetik’in bulunduğu binanın iki girişi var.
Zemin katın girişi caddeye açılıyor ve ‘Mimar Sinan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi No: 12’ diye geçiyor.
Belediyenin 5 Kasım 2024 tarihli iş yeri açma ve çalışma ruhsatında bu adres yazıyor.
Ancak Ravive Kozmetik, kaçak olarak inşa edilen ikinci katta faaliyet gösteriyor. Bu kata yan sokaktan giriliyor. Adres olarak ‘513/3 Sokak No 11’ beyan edilmiş.
İş yeri açma ve çalışma ruhsatı yok.
Hüseyin Öztürk’ün yazısında şu itiraflar yer alıyor:
“Yangının Mimar Sinan Mahallesi 513/3 Sokak No: 11’de gerçekleştiği, bu adrese belediyemizce iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmediği… Yapı ve iskan ruhsatı yoktur. Yapı ve iskan ruhsatı bulunmadığından elektrik tesisat projesi, mimari projesi, itfaiye onay ruhsatı bulunmamaktadır.”
Yıkım bütçesi Türkkan için var
Yazıda, kaçak yapıya ilişkin belediyenin işlemleri sıralanıyor.
Görüyoruz ki 2021’deki yıkım kararı dört yıl boyunca uygulanmamış.
Yazıdan:
“Yapıyla ilgili durdurma tutanağı düzenlenmiş olup idari para cezası kesilmiş ve TCK 184. madde (Ruhsatsız bina yapma) kapsamında suç duyurusunda bulunulmuş, yasal hale getirilmesi için bir ay süre verilmiş, bu süre zarfında ruhsata bağlanmadığı için yıkım kararı alınmış, yüksek ve nitelikli yapı olması nedeniyle belediyemizin mevcut makine ekipmanlarıyla yıkım yapılması mümkün olmadığından benzer yapılarla birlikte yıkımının gerçekleştirilmesi için ihaleye çıkılmış, katılımcı olmadığından yıkım işlemi yapılamamıştır.”
Bilirkişiler ‘ekonomik koşulları ve bütçe kısıtlarını’ da bahaneler arasında sayıyor.
Ravive’nin kaçak binasını yıkmaya yetmeyen bütçe ve makine ekipmanları, aynı ay iktidarın hışmına uğrayan İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın çiftliğindeki iskanlı ahırı yıkmaya elveriyor!
Tarihsiz tutanak
Öztürk, zabıtanın faciadan iki hafta önce, 24 Ekim’de iş yerine rutin denetime gittiğini, herhangi bir faaliyet olmadığının görüldüğünü iddia ediyor. İş yeri sahibinin ruhsatını ve gerekli izin belgelerini ibraz edemediğini ileri sürüyor.

Bu satırları okuyunca gözlerime inanamadım.
Dosyaya baktım; böyle bir tutanak var.
Zabıta Müdür Vekili Nizamettin Balcı ve zabıta Ömer Kocabay imzalı tutanakta saat belirtiliyor, tarih yazmıyor.
İş yeri sahibi Kurtuluş Oransal ile görüşüldüğünden söz edilen tutanakta şu ifadeler yer alıyor:
“Belediyemiz zabıta ekipleri tarafından yapılan rutin denetimlerde… iş yerine girilerek işletme evrakları ve izinleri talep edilmiş, ancak herhangi bir belge olmadığı, içeride herhangi bir çalışma olmadığı görüldü. İş yeri sahibi olduğunu söyleyen şahıs mülk sahibiyle sorunlar yaşadığını, o yüzden başka sanayi bölgesine 15.11.2025 tarihine kadar taşınacağını, buradaki faaliyetine son vereceğini beyan etmiştir.”

Tutanakta iki zabıtanın imzası var.
Oransal’ın adının üstünde “İş yeri sahibi imzadan imtina” diye yazıyor. Buna rağmen çalakalem imza atılmış.
Olay günü mü hazırlandı?
Tutanağın belediyeyi sorumluluktan kurtarmak için facia günü tutulduğu ve bu yüzden tarih atılmadığı ileri sürülüyor.
Bu doğruysa hem kanunlara göre…
Hem de halkın vicdanında korkunç bir suçtur.
Yok eğer zabıtalar 24 Ekim’de Ravive Kozmetik’e gitmişlerse, o zaman rüşvet veya menfaat karşılığında sahte rapor düzenledikleri anlamına gelir.
Zaten yaralı kurtulan Gülhan Bendi, zabıtaların rüşvet aldığını iddia ediyor ve şöyle diyordu:
“Zabıtalar denetleme adı altında gelirdi. Patronum Kurtuluş Oransal’la bir müddet oturup çay içerlerdi. Kurtuluş, zabıtalara parfüm, krem ve ne isterlerse vermemi söylerdi. Ben de zabıtalara verilmesi için hazırladığım paketi Kurtuluş’a teslim ederdim. Zabıtalar denetleme yapmadan işyerinden ayrılırdı.”
Bu verilere ışığında bilirkişilere soruyorum.
Dilovası Belediyesi, sahiden sadece tali kusurlu mu?
Yanan binayı AK Partili milletvekili ve başkan ziyaret etti
|
Dilovası Belediyesi’nin Ravive Kozmetik faciasındaki dahli ve rolü bilirkişilerin yansıttığı kadar masum değil. Bakın… Ravive Kozmetik’in bulunduğu bina üç parselden oluşuyor. Üç parselden biri ticari, ikisi konut alanı olarak ayrılmış. Eski mülk sahibi Güven Demirbaş, 2017 yılında binayı inşa ediyor. Belediye ‘dur’ demiyor. Demirbaş, 2019 yılında kaçak şekilde lazer kesim ve levha sac imalatına başlıyor. Dönemin AK Partili Belediye Başkanı Hamza Şayir, akrabası Demirbaş’a yol veriyor. Belediye 1 Haziran 2021’de kaçak kat atıldığını tespit ediyor. Bina mühürlenerek, 89.047 TL ceza kesiliyor. Ruhsat için bir ay süre veriliyor. Demirbaş, kılını bile kıpırdatmıyor. Belediye 25 Ağustos 2021’de yıkım kararı alıyor, uygulamıyor. Demirbaş’a ruhsatsız inşaattan dava açılıyor. İki yıl sonra mahkeme tarafından yapılan bilirkişi incelemesinde binanın kaçak ve yıkım kararının hala yürürlükte olduğu ortaya çıkıyor. Demirbaş’a 10 ay hapis cezasına veriliyor ve bu ceza erteleniyor. Türkiye, 2023 yılının sonunda yerel seçim atmosferine giriyor. AK Partililer Demirbaş’ı iş yerinde ziyaret ediyor. Bu ziyaretin fotoğrafı var üstelik.
Sol baştan dördüncü kişi, Demirbaş’a yol veren Başkan Hamza Şayir. Soldan altıncı, AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker. Yanındaki AK Parti İlçe Başkanı İlhan Yıldırım. Sekizinci kişi, Demirbaş. Yanındakiler belediye meclis üyeleri. En sonda Fen İşleri Müdürü Halil Turgut var. AK Partililer yıkmaları gereken kaçak binayı ziyaret edip önünde fotoğraf çektirmiş. Demirbaş, ziyaret sonrası ikinci katı inşa ediyor ve 18 Ağustos 2023’te Ravive’ye kiralıyor. Ravive, 1 Ocak 2024’te üretime başlıyor. İş yeri açma ve çalışma ruhsatını mevcut Başkan Ramazan Ömeroğlu döneminde, 5 Kasım 2024’te alıyor. Demirbaş, binayı 30 Aralık 2024’te satıyor. Bilirkişi raporunda tali ağır kusurlu kabul edilen Demirbaş, 4 Aralık’ta savcılıkta ifade verdi. Ravive’ye zemin katı kiraladığını, girişi yan sokaktan olan birinci katta parfüm imalatı yapıldığından haberinin olmadığını savundu. Demirbaş, kaçak katı babasının inşa ettiğini, onun da 2023’te öldüğünü belirterek, şunları söyledi: “Yıkımla alakalı belediyede bir müracaatım olmadı. Belediyeden herhangi bir suretle taşınmazıma kimse gelmedi.” Demirbaş, tutukladı. Ancak hiçbir belediye yetkilisi hakkında işlem yapılmış değil. |
İmralı’nın ham tutanakları 62, tashihli hali 17 sayfa
|
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adına AK Parti, MHP ve DEM Partili üç üyenin Öcalan’la görüşmesinin yankıları sürüyor. Görüşme sonrası dört sayfalık özet metin komisyonda okundu ve kamuoyuna açıklandı. DEM Parti, özetin Öcalan’ın görüşlerini yansıtmadığını belirterek, tüm tutanakların açıklanmasını istedi. Koçiyiğit’in sözleri Beştepe’yi kızdırdı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medyada PKK’lıları ve DEM Partilileri ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini sabote etmekle suçladı. Görüşme 2 saat 50 dakika Bu arada Beştepe’ye yakın kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla Öcalan’la yapılan görüşme 2 saat 50 dakika sürmüş. Görüşmenin ham tutanağı 62 sayfa tutuyor. Tekrar ifadeler ayıklandıktan ve metin tashih edildikten sonra 17 sayfaya inmiş. Yani, Koçyiğit, yanlış hatırlıyor. Tutanaklar 16 değil, 17 sayfaymış. Beştepe’ye yakın çevreler 17 sayfada toplumu rahatsız edecek bir ifadenin bulunmadığında ısrar ediyor. Ancak devletin yasadışı örgütün lideriyle yapılan mahrem görüşmeyi yayınlama gibi tavrının olamayacağı savunuyorlar. 2019’da tekrarlanan İstanbul seçimi öncesi Öcalan’ın HDP’lilere yönelik tarafsız kalma çağrısının devlet görevlileri eliyle duyurulduğunu hatırlattığımda, “İki örnek aynı değil” yanıtı aldım. Beştepe çevreleri, Öcalan’ın İmralı’da CHP’yi de eleştirdiğini ancak Koçyiğit’in yaptığı açıklamalarda bu eleştirilere yer vermediğini söylüyorlar. Koçyiğit’e kızgınlık var. Halen uzlaşmaya varılamadı Öcalan ile müzakerede geçiş süreci hukuku üzerinde uzlaşmaya varılmış değil. Dağdakilerin ne şekilde döneceği ve hangi yasal işleme tabi tutulacağı netleşmedi. Üst düzey PKK’lıların üçüncü ülkelere gönderileceği söyleniyordu. Ancak şimdi Bese Hozat, kendilerinin de Türkiye’ye dönerek, siyasete katılacağını ifade ediyor. Cezaevindeki PKK’lıların durumu da belirsizliğini koruyor. Kandil’den duyulan tehditkar söylemler ve el yükselten istekler devleti rahatsız ediyor. Bugüne kadar isimleri bilinmeyen, örneğin ‘Amed Malazgirt’ ya da ‘Zagros Hiwa’ kod adlı PKK’lıların açıklamaları tansiyonu yükseltiyor. Örgütten silah bırakmaya yönelik daha güçlü teyitler de gelmiyor. Sembolik silah yakma eylemi hariç, adım atılmış değil. Yeni anayasa Beştepe’ye yakın çevreler geçiş süreci ile demokratikleşmenin ayrı aşamalar olduğunu; silahların bırakılması, örgütün feshi ve terörün tasfiyesinden sonra demokratikleşme faslının açılacağını söylüyor. Bu fasıl yeni anayasa çalışması çerçevesinde planlanıyor. Hatta tarih veriliyor. Gelecek yıl 1 Ekim’den sonra… |
