Çin-Japonya arasında Tayvan gerilimi: G20’de masaya oturmayacak

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında konuyla ilgili sorulan soruya verdiği yanıtta, “Başbakan Li’nin, Japon liderlerle buluşmasına yönelik bir düzenleme yok” dedi.

Japonya Başbakanı Takaiçi Sanae’nin 7 Kasım’da Japon parlamentosu Diet’teki bir oturumda Tayvan Boğazı’na yönelik bir müdahaleyi “ülkesinin varlığını tehdit eden durum” olarak göreceği ve askeri güç kullanabileceğine ilişkin sözleri, bölgeyi topraklarının parçası gören Çin’in tepkisine yol açmıştı.

2015 tarihli Ulusal Güvenlik Yasası’nda “ülkenin varlığını tehdit eden durum”, müttefiklere yönelen fakat Japonya’ya da varoluşsal tehdit oluşturan saldırganlığa işaret ediyor. Ülke, bu durumda “öz savunma güçleri” olarak adlandırılan silahlı kuvvetlerini görevlendirebiliyor.

Takaiçi’nin sözleriyle ilk kez bir Japon Başbakanı, Tayvan’ın işgali halinde Japonya’nın askeri olarak dahil olacağına ilişkin açık beyanda bulunarak ülkenin bu konuda benimsediği “stratejik belirsizlik” politikasından farklı bir tavır sergilemişti.

Japon Başbakan, tepkiler üzerine Tayvan’a ilişkin sözlerinin varsayımsal olduğunu, gelecekte bu tür yorumlardan kaçınacağını belirtmiş ancak sözlerini geri almayı reddetmişti.

ÇİN’İN TEPKİSİ

Pekin yönetimi, Japonya’nın Pekin Büyükelçisi Kenji Kanasugi’yi, konuyla ilgili Çin Dışişleri Bakanlığına çağırarak protesto notası vermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, ayrıca Japonya’da güvenlik koşullarının uygun olmadığı gerekçesiyle seyahat uyarısı yayımlamıştı. Çin Eğitim Bakanlığı da öğrencilere Japonya’daki güvenlik riskleri nedeniyle eğitim koşullarının uygun olmadığını uyarısında bulunmuştu.

Tayvan’a ilişkin gerilim sürerken Japonya Savunma Bakanlığı, 14 Kasım’da 3 Çin savaş gemisinin Japonya’ya yakın sularda seyrettiğini, ülkenin güneyindeki Osumi Boğazı’ndan geçtiğini açıklamıştı. Japonya Sahil Güvenliği de 16 Kasım’da 4 Çin sahil güvenlik gemisinin Doğu Çin Denizi’nde iki ülke arasında ihtilaflı adacıklar çevresindeki sularda seyrettiğini duyurmuştu.

Her iki olayda da herhangi bir tehlikeli sürtüşme yaşanmazken gerilimin nasıl çözüleceği ise belirsizliğini koruyor.

Çin’in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı sürüyor.

Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.