2024 Netanyahu için kâbus gibi başladı… ABD basını adını koydu: Kontrolünü kaybeden bir lider ile karşı karşıyayız! Artık tek umudu tarihin tekerrür etmemesi

 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için 2024 zorlu bir başlangıçtı.

1 Ocak Pazartesi günü İsrail Yüksek Mahkemesi, Netanyahu hükümetinin 2023 yılında çıkardığı, yüksek mahkemenin bazı yetkilerini kısıtlayan ve ülke çapında yaygın protestolara yol açan tartışmalı yasayı bozdu.

Ardından Beyrut’taki bir apartmana düzenlenen saldırıda üst düzey Hamas yetkilileri öldürüldü. Son olarak İsrail Dışişleri Bakanı Katz, Hizbullah’ın Radwan komutanına düzenlenen suikastın arkasında Tel Aviv’in olduğunu doğruladı.

ABD basınında yer alan haberlere göre, Biden yönetimi Netanyahu’nun Hizbullah’la çatışmayı iktidarda kalmak için kullanmasından endişe duyuyor.

‘ABD, Kontrolü Kaybeden İsrailli Bir Liderle Karşı Karşıya’ başlığı ile okurlarının karşısına çıkan Politico ise ‘İsrail lideri görevde kalmaya ve yolsuzluk suçlamaları nedeniyle hapisten kaçmaya çalışıyor’ yorumu Netanyahu’nun mücadelesini özetler nitelikte.

Ancak İsrail’in tarihi Netanyahu’nun iktidarda kalmasının pek de kolay olmadığını gözler önüne seriyor.

Mısır ve Suriye’nin IDF’yi gafil avladığı Yom Kippur Savaşı’nın başlangıcı olan 6 Ekim 1973’te İsrail’in başına gelenler ile 7 Ekim 2023’te yaşananlar arasındaki benzerlikler oldukça dikkat çekici.

50 yıl arayla gerçekleşen iki sürpriz saldırı da Ekim ayı başında, Yahudi bayramlarında gerçekleşti. Her iki saldırı da İsrail’in çok güvendiği savunma hatlarının son derece zayıf olduğunu gözler önüne serdi.

İsrail istihbaratının bu derecede başarısız olduğu ve bu kadar çok kayıp verdiği son sefer, neredeyse 50 yıl önce, Mısır ve Suriye’nin Yom Kippur’da İsrail’i işgal ettiği gündü. Yom Kippur Savaşı’nın ardından İsrail liderliğine duyulan yakıcı öfke, İşçi Partisi’nin hegemonyasının çöküşüne yol açtı

Görünen o ki 7 Ekim saldırısı, tıpkı yarım yüzyıl önce 6 Ekim’de yaşananlar gibi, İsrail’in güvenlik doktrinini önemli ölçüde değiştirecek, ordu içinde köklü değişikliklere yol açacak ve siyasi bir depremi tetikleyecek.

Yom Kippur Savaşı’nın ülke siyaseti üzerindeki en büyük etkisi İşçi Partisi’nin İsrail’deki 25 yıllık hegemonyasının sona ermesi olmuştu.

50 yıl önceki savaş İşçi Partisi egemenliğinin sonunun başlangıcı oldu ve Menachem Begin’in yükselişinin ve Likud’un 1977 seçimlerindeki çarpıcı zaferinin yolunu açtı.

Cepheden dönen yedek askerler, siyasi manzarayı değiştiren ve siyasi bir yeniden düzenlemeye yol açan bir harekete öncülük ettiler ve bu, birkaç kısa duraklamayla da olsa, neredeyse yarım yüzyıl boyunca devam etti.

Yom Kippur Savaşı öncesindeki son seçim olan 1969 Knesset seçimlerinde Likud, İşçi Partisi’nin 56 sandalyesine karşılık 26 sandalye kazanmıştı.

Savaştan sadece iki ay sonra, Aralık 1973’te yapılan seçimlerde parti sandalye sayısını 39’a yükseltti.

İsrail halkı fiyaskodan mevcut siyasi düzeni sorumlu tutmuş ve yeni yüzlere yönelerek İsrail tarihinde bir dönemin kapanmasına neden olmuştu.

Netanyahu, siyaset hayatında neredeyse kazandığı seçim sayısı kadar lakap kazandı. Bunlardan bir tanesi de yenilginin kaçınılmaz olduğu düşünülen anlarda dahi zafer kazanma yeteneği sayesinde ona layık görülen ‘sihirbaz’ yakıştırmasıydı. Netanyahu’nun bir başka lakabı ise ‘Bay Güvenlik’. Ancak görünen o ki Netanyahu bu lakabını Hamas saldırısını önleyemeyerek kaybetti.

Şu anda kitleler, 1973’te olduğu gibi yeni seçimler veya hükümetin istifası için sokaklara çıkmıyor, bunun temel nedeni savaşın hâlâ devam ediyor olması.

Yüzbinlerce yedek askerin hâlâ üniformalı ve silah altında olmasıyla hem sağdan hem de soldan halkın büyük bir bölümünün liderlere, özellikle de Netanyahu’ya yönelik öfkesi henüz tam anlamıyla gün yüzüne çıkmadı.

Muhalefetin ‘Netanyahu 2024’te evine dönecek’ söylemi de 2024’ün İsrail liderinin siyasi hayatı için bir savaş vereceği bir yıl olacağını gözler önüne seriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir